İstanbul
18 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.20
  • EURO
    35.11
  • ALTIN
    2500.6
  • BIST
    10643.58
  • BTC
    66875.825$

Tarihte bir dinlerarası diyalog denemesi: “Din-i İlahi”

26 Mart 2021, Cuma 07:39

İslam’da tahrif faaliyetleri sadece bugüne ait bir konu değil. Ya da sadece Asya’da, Afrika’da, Arap dünyasında, Şiilerde, Sünnilerde, Sufilerde, Selefilerde de değil. Demem o ki, kimse kendi dergahını masum, mağfur bir mekan gibi görmesin. Peygamber mescidleri, evleri bile bu anlamda korunmuş değil. Dini tahrif edenler sadece cahiller, gelenekçiler değil, ilahiyatçılar da bu tahriften sorumlu. Medya, STK’lar, siyasiler de aynı günahın bir parçası olabilir.

Bu bela bugün bizim başımızda, geçmişte, Yahudilik, Hristiyanlık bu işten büyük zarar gördü. Bugün var güçleri ile tevhidin son kalesi olan İslam’a saldırıyorlar. Allah, kitap, resul, mezhep, tarikat, her şey tartışma konusu yapılmaya çalışılıyor. Cumhuriyetle başlamadı bu ifsat hareketi, Osmanlı’da da vardı. Cumhuriyet döneminde, ardından darbeler döneminde hep laiklik maskesi ile geldiler üzerimize. Hatta Kur’an’dan ahkâm ayetlerini çıkartıp, yerine nutuktan parçalar eklemek isteyenler de oldu. Mesela, 1526-1858 yılları arasında Hindistan’da hüküm süren bir Türk devleti Babür şahlığındaEkber Şah, “dinlerarası diyalog”dan da daha ileriye giderek tüm dinleri birleştirip tek bir din ilan etti. Yeni birleşik dinin adı “Dîn-i İlâhî” idi. Bu dine göre, günde 4 vakit Güneş’e ibâdet ve Ekinoks kutlaması olan Nevruz’da şarap içmek farzdı.. Dîn-i İlâhî’ye kabul ayinleri Güneş’in saltanat günü olan Pazar günü yapılıyordu ve ayrıca gök cisimleri ile ilgili zikir ayinleri vardı.

YAZININ DEVAMI...

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum